Taliban’ın Ağustos 2021’de yıllardır devam eden savaşın ardından kırsal bölgelerden izole etmiş olduğu şehir merkezlerini hızlı bir şekilde ele geçirmesi ve son olarak da başkent Kabil’e girip yönetimi devralmasıyla Afganistan’da yeni bir dönem başladı.
ABD ve NATO güçlerinin 20 yıllık işgali, Taliban’ın uzun soluklu gerilla stratejisine dayanan savaşının sonucunda sonra erdi ve 2001 yılında ülkeyi işgal eden yabancı güçler zaten bir süre önce kademeli şekilde azaltmaya başladıkları askeri güçleri bu ülkeden tamamen çektiler.
Kısa bir süre sonra Afganistan’daki ABD ve Batılı ülkelerin desteklediği Kabil yönetiminin mevcut rejimi sona erdi ve İslam hükümlerinin esas alınacağı bir Emirlik ilanı yapıldı. Aslına bakılırsa kimileri bu ilanı yeni gibi lanse etmiş olsa da “Afganistan İslam Emirliği” isimli geniş kapsamlı yapı, Taliban’ın ilk iktidar olduğu 1996-2001 yılları arasında ülkenin tamamına yakın bir kısmını yönetmekteydi. ABD ve NATO işgaliyle Taliban rejimi devrilip yerine kukla bir yönetim getirilmiş olmuş olsa da “Afganistan İslam Emirliği” hiçbir zaman lağvedilmedi. Taliban’ın askeri ve siyasi isimleri “İslam Emirliği” ismini kullanmaya devam ettiler. Dolayısıyla bugün Afganistan’da kaim olan yönetim, 1996’daki yönetimle temelde aynı dinamikler üzerine kurulu diyebiliriz.
Peki bu dinamikler nedir?
İslam Emirliği yönetiminin temeli Diyobendi ekolünden gelen İslami bir anlayışa dayanmaktadır. Yönetici kadrolarında üst düzey isimlerin tamamına yakını medrese mezunu veya medrese eğitimi görmüş, molla, mevlevi, şeyhul hadis gibi unvanlara sahip isimlerden oluşmaktadır. Dolayısıyla Afganistan’daki mevcut yönetimin temel amacı -kendi ifadelerine göre- İslami bir yönetimi ülke genelinde hakim kılmaktır.
Pek tabii ki Taliban’ın yönetime geldiği Afganistan gibi bir ülkede İslami bir yönetim şeklinin uygulanması söz konusu olduğunda, Batı merkezli mevcut dünya düzeni tarafından dikkatlerin çekilmek istendiği konu İslami ticaret ahlakı değil, had ve kısas cezalarının uygulanıp uygulanmayacağı olacaktır.
Nitekim böyle de oldu. Taliban’ın yeniden iktidara geldiği ve kadrolarını açıkladığı Ağustos 2021 sonrası dönemde had ve kısas cezalarına henüz geçilmediği için İslami bir yönetim şeklini benimsediğini açıklayan bu ülkede ilk olarak yargısız infazların gerçekleştirildiğinden, insanların sokaklarda dövüldüğüne kadar birçok iddia ortaya atıldı. Ancak aynı zamanda bu iddiaların tamamının ya hiç yaşanmamış şeyler olduğu ya da geçmiş dönemdeki Kabil yönetimi zamanında meydana gelmiş olaylardan oluştuğu ortaya çıktı.
Taliban had cezalarını uyguluyor mu?
Geçtiğimiz günlerde İslam Emirliği lideri Hibetullah Ahundzade’nin son açıklamasında had ve kısas cezalarının uygulanması yönünde bir emir yer aldı. Bu açıklama birçok uluslararası haber kaynağı tarafından gündeme getirildi ve batının yeni odağı Afganistan’daki had ve kısas cezaları oldu. Aslında Taliban yönetimi Ağustos 2021 döneminden bu yana oluşturduğu mahkemelerle had ve kısas cezalarını kademeli olarak uygulamaktaydı. Ancak bu uygulamalar vilayete ve vilayetlerde görevli kadılara göre farklılıklar gösterebiliyordu. Ancak Ahundzade’nin son açıklamasıyla birlikte İslam Emirliği yönetiminin, özellikle hırsızlık ve adam kaçırma gibi suçlarla mücadele edebilmek için yargı süreçlerini daha sıkı tutmaya başladığı ifade ediliyor.
Yol kesiciler başta olmak üzere fidye için adam kaçıran kişiler iktidara gelmeden önceki dönemde dahi Taliban tarafından gerçekleştirilen mahkemelerle çoğu zaman idam ediliyordu. Bu idamlar geçmişte olduğu gibi bugün de devam ediyor. Nitekim Afganistan’da en yaygın olan suçları incelediğinizde karşınıza hırsızlık ve adam kaçırma suçları çıkmaktadır.
Afganistan’daki İslam Emirliği yönetiminin kurduğu mahkemelerden çıkan kararlar doğrultusunda had cezalarını uygulamayıp uygulamadığı konusu bugünlerde Afganistan ile ilgili tartışılan meselelerin başında gelmekte. Özellikle Taliban muhalifi Afgan diasporasına bağlı haber kaynakları tarafından tıpkı geçen seneki gibi yer, zaman ve kim tarafından çekildiği belli olmayan görüntülerin dolaşıma sokulması bu konuyu yoğun bir şekilde gündeme taşıdı.
Tıpkı geçmiş dönemde olduğu gibi birçok görüntü gerçek hikayesinin ne olduğu bilinmeden Türkiye’deki bazı sosyal medya hesapları da dahil olmak üzere yoğun bir şekilde dolaşıma sokuldu. Ancak buna rağmen daha önce Taliban aleyhinde haber yapan bazı haber kaynaklarının bu yeni görüntüler karşısında daha temkinli hareket ettiği görülüyor.
Çünkü geçmiş dönemde bunlar gibi birçok görüntünün gerçek dışı olduğu, eski yönetimler döneminde kayda alındığı hatta bazılarının kurgu olarak kaydedildiği ortaya çıkmıştı.
Gerçek hikayesi sonradan ortaya çıkan en meşhur olaylardan biri olan “stadyumda infaz” görüntüsünün gerçekte ne olduğu ise yıllar sonra ortaya çıkmıştı.
Tabii ki burada dolaşıma sokulan ve doğrulanamayan görüntülerle öne çıkarılmak istenen konu yine kadınlar. Batı merkezli dünya düzeninde sürekli olarak bağlamından koparılarak ön plana çıkartılan “kadın hakları” gibi konular Afganistan içinde de gündeme getirilmeye başlandı. Son dönemde dolaşıma sokulan görüntülerin tamamı da kadınlarla ilgili olanlardan oluşuyor. Ancak ilk incelemelerime göre bu görüntülerin çoğu eski tarihli ve nerede, kim tarafından çekildikleri belli değil.
Tüm bunların, tıpkı diğer birçok İslam ülkesinde olduğu gibi Afganistan’da da Batı merkezli birtakım kurumlar tarafından tertip edilen projeler olduğu çok açık.
Konumuza dönecek olursak, Afganistan’da had cezalarının uygulanıp uygulanmadığı konusunda ulaştığımız kaynaklar, bize bildiğimizden farklı bir şey söylemedi. Geçmiş yönetime göre suç oranları ve yolsuzlukların büyük oranda düştüğü ülkede had cezalarının uygulanması vilayete ve mahkemelerin verdiği kararlara göre farklılık göstermekle birlikte uygulanmakta.
Ancak ifade edilene göre, cezaların uygulanması ile ilgili görüntüler batılı medya kaynaklarınca “İslamı karalamak amacıyla kullanıldığından” had ve kısas cezalarının bazıları uygulanırken orada bulunanlardan kayıt yapmamaları isteniyor. Ancak bu vilayetten vilayete değişen bir durum.
Son olarak geçtiğimiz kasım ayında Logar ve Tahar vilayetlerinde uygulanan had cezalarına baktığımızda mahkemelerin verdiği kararın stadyumlardan halkın önünde tatbik edildiği biliniyor.
Sonuç olarak, Taliban’ın Afganistan’daki ikinci iktidar dönemiyle birlikte başlayan bir dezenformasyon tsunamisi halen devam ediyor. Kimse Taliban’ın hatadan münezzeh bir yapı olduğu söyleyemez. Ancak Afganistan’la ilgili dolaşıma sokulan birçok haberde asıl amacın bu ülke ve Taliban yönetimi üzerinden İslamiyeti karalamak olduğu açık bir şekilde anlaşılıyor.
Tüm bu nedenlerden dolayı Afganistan ile ilgili haberleri takip ederken kaynak analizinin iyi bir şekilde yapılması gerekiyor. Türkiye medyası da dahil olmak üzere dünya üzerindeki birçok haber kaynağı Batılı ajanslar tarafından beslendiğinden, bu haberlerden bazılarının doğruluk oranı oldukça düşük olabiliyor. Hatta bazı haberler tamamen kurgu da çıkabiliyor.
Bu yazı 3 Aralık 2022 tarihinde Mepa News’te yayımlanmıştır.