İdlib ve çevresinde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) yönelik son dönemde artan saldırılarıyla ismi gündeme gelen Ensar Ebu Bekir es-Sıddık Seriyyesi grubu yeni bir açıklama yayınladı.
Gruba bağlı sosyal medya kaynaklarınca dolaşıma sokulan açıklamada, grubun saldırılarının kapsamı, organizasyonel durumu ve gruba yönelik iddialara ilişkin açıklamalar yer aldı.
Grup ilk saldırısını 12 Muharrem 1442’de (31 Ağustos 2020) gerçekleştirdiğini, Suriye içindeki yahut dışındaki hiçbir grup ile bir bağlantılarının olmadığını öne sürdü.
Grubun açıklamasında “mücahitlerin ve Müslümanların çabalarının semerelerini ziyan eden taraflarla bir ilişkilerinin de olmadığını” belirtiliyor.
Grup, kendilerinin Esed rejimi ve Rusya ile bağlantılı olduğuna dair iddiaların da gerçeği yansıtmadığını da dile getirdi.
5 sayfalık açıklamada grup “kavmiyetçilik, ulusalcılık, devrimcilik veya hizipçilik amacıyla savaşmadıklarını” ifade ediyor.
Ensar Ebu Bekir es-Sıddık Seriyyesi, açıklamasında başkaları ile iş birliğinde olma suçlamasının kendilerine değil “NATO bünyesindeki Türk ordusu ile birlik olanlara” yöneltilmesi gerektiğini öne sürdü. (Burada HTŞ kastediliyor)
Grup, Türkiye’nin bölgede Astana ve Soçi anlaşmalarını uygulamak için bulunduğunu söyledi. Bu anlaşmaların amacının bölgeyi Rusya ve İran’a teslim etmek olduğu vurgulandı. Guta, Dera, Dareyya, Humus, Rakka ve Musul’da yaşananların sebeplerinin bunlar olduğu ifade edildi.
Mervan Hadid Operasyonu’nda Hama kapılarına dayanıldığını ancak bu kazanımların anlaşmalarda geri verildiği ifade edildi. Bölgedeki yapıların Türkiye için savaşan vekil güçler haline geldiği öne sürüldü.
Grup, medyada çıkan “başka grupların kendilerinin operasyonlarını çalmakta olduğu” suçlamalarını da reddetti. Bu ifadenin, Ensar Ebu Bekir es-Sıddık Seriyyesi’ni diğer gruplarla bağlantılı göstermeyi amaçladığı ancak böyle bir durumun olmadığı dile getirildi.
Bu ifadelerle grubun ile Hattab Şişani, Abdullah bin Uneys Cemaati gibi gruplar arasında bağlantı olduğu ileri sürülen iddialara karşı çıkıldığı tahmin ediliyor.
Grup aynı zamanda “Türkiye’nin vekil gücü” haline gelmekle suçladıkları tarafların, sadece Allah’ın emirlerini takip ettikleri için kendilerini “hikmetsiz davranmak, cihat teorisyenlerinin tavsiyelerinin dışına çıkmak, cihat liderlerinin emirlerinin dışına çıkmak” ile suçladıklarını söyledi.
Açıklamada Türk ordusundan “din dışı” (mürted) olarak bahsedilirken, Suriye’deki gruplara Türk ordusuna karşı savaşma çağrısında bulunuldu. Bazı ayet ve hadisler örnek gösterilerek, Türk ordusuna karşı savaşmanın gerekliliği savunuldu.
Grup tarafından yayınlanan açıklama: