Geçtiğimiz 14 Temmuz tarihinde İdlib’in güneyindeki Eriha yerleşimi yakınlarında, M4 karayolu üzerinde Türkiye ve Rusya tarafından icra edilen ortak devriye konvoyuna yönelik bombalı bir saldırı gerçekleştirildi.
Bomba yüklü bir araçla düzenlenen saldırının sorumluluğunu, “Hattab el Şişani Ketibeleri” (Keteib Hattab el Şişani) isimli örgüt üstlendi. Örgüt, olayın sorumluluğunu, saldırı anına dair fotoğrafları servis ederek üstlenirken, fotoğrafların üzerinde ise gruba ait bir de logo bulunuyordu.
“Hattab el Şişani Ketibeleri” isimli grup, 16 Haziran tarihinde de M4 karayolu üzerinde ortak devriye esnasında bir Rus askeri aracına yönelik el yapımı patlayıcıyla (EYP) gerçekleştirilen saldırının sorumluluğunu da üstlenmişti.
Ancak 14 Temmuz’da gerçekleştirilen saldırı, 16 Haziran’dakine göre oldukça sofistike ve beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. M4 karayolunda Türkiye ve Rusya’nın ortaklaşa gerçekleştirdiği devriyelerde, bu tip bir saldırıları önlemeye yönelik herhangi bir tedbir yoktu. Konvoyun devriyesi esnasında yol trafiğe kapatılmıyor, sivillere ait araçlar konvoyun güzergahı üzerinde seyirlerine devam ediyordu. Konvoyun bu kadar rahat bir şekilde hedef alınmış olması aslına bakılırsa bazı güvenlik anlayışlarının da sorgulanmasını gerekli kılmakta.
Ortak devriyeye yönelik saldırıda bomba yüklü araç doğrudan Rus BTR’sini hedef almış, saldırı sonucu 3 Rusya askeri yaralanmış, Rusya’ya ait askeri araçta ciddi hasar oluşmuş, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait iki askeri araç da saldırıda hasar almış, Türk askeri personelinden ise herhangi bir yaralı veya can kaybı bildirilmemişti.
28 Temmuz tarihine gelindiğinde “Hattab el Şişani Ketibeleri” isimli grup sosyal medya ağları üzerinden yaptığı açıklamada, 14 Temmuz’daki saldırıyla ilgili olarak bir propaganda videosu servis edeceğini duyurdu. Videonun başlığı ise Kuran-ı Kerim’in Tevbe Suresi’nin 14. ayetiydi. (Ve mümin toplumun kalplerini ferahlatsın)
5 Ağustos tarihinde grup, 14 Temmuz’daki ortak devriye saldırısıyla ilgili olarak, “Ve Mümin Toplumun Kalplerini Ferahlatsın” başlıklı, yaklaşık 12 dakikalık bir propaganda videosu servis etti.
Videonun giriş kısmında Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in görüntülerinin ardından, Türkiye ile Rusya arasında varılan anlaşma sonrası İdlib’de devreye sokulacak ortak devriye faaliyetleri konusunda basına bilgi veren Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun karelerine yer alıyor.
Videonun asıl dikkat çekilmek istenen bölümleri, yani giriş bölümünden sonraki gelişme kısımları ise, Tahrir el Şam Heyeti (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el Cevlani ile başlıyor.
HTŞ lideri Cevlani’nin 3 Ağustos 2019 tarihinde düzenlediği basın toplantısında Türkiye ile Rusya’nın İdlib’de muhtemel ortak devriyesi konusuna bir soruya verdiği cevabın aktarıldığı görüntülerde, ortak devriye konusunun altı çizilmek istenmiş.
Cevlani bu kısımdaki ifadelerinde, kendi kontrollerindeki bölgeleri kastederek, “Rus askerlerinin özgürleştirilmiş bölgelere girmesi HTŞ’den kimsenin kabul edeceği bir konu değil” ifadelerini kullanıyor.
İlerleyen kısımlarda HTŞ ile arası pek iyi sayılmayan muhalif gruplara da sitemde bulunan bazı ifadeler kullanılıyor. Ekrana gelen üç farklı açıklamada Soçi Mutabakatı’nı kınayan ifadeler kullanan muhalif oluşumların beyanlarına yer veriliyor.
Ensar ed Din, Ve Harridil Muminin Operasyon Odası ve Hurras ed Din tarafından yayınlanan açıklamaların da öne çıkarıldığı videoda, “Diğer gruplar hiçbir şey yapmadan kınama ve eleştiriyle mi yetinecekler?” şeklinde ifadeler kullanılmış.
İlerleyen dakikalarda, sosyal medyada da çokça gündeme gelen bir görüntüye yer verilmiş. Bu görüntülerde M4 karayolu olduğu belirtilen bir noktada bekleyen iki aracın üzerine HTŞ’nin bayrakları yerleştirilirken, fotoğrafın altındaki açıklamadaysa, “Ortak devriyenin güvenliğini sağlayan HTŞ güçleri” ifadelerine yer verilmiş.
Propaganda videosunun gelişme kısmının ilerleyen dakikalarında Suriye’de sivil yaşam alanlarına yönelik düzenlenen hava saldırıları, neden olduğu ölümler ve göç dalgası ön plana çıkartılmış.
Türkiye’nin Eylül 2016’da DAEŞ’in kontrolünde bulunan El Bab’a yönelik operasyonuna ait görüntülerin de yer aldığı videoda, operasyondaki sivil zayiatları ön plana çıkartılarak, Erdoğan-Putin kıyası üzerinden Türkiye ile Rusya’nın bölgedeki operasyonlarının aynı paralelde olduğu algısını oluşturmak amaçlı materyaller servis edilmiş.
Aşağıdaki karenin sağ alt köşesinde “Burada Putin Müslüman çocukları öldürüyor” ifadeleri kullanılırken, sol üst köşedeyse “Burada Erdoğan Müslüman çocukları öldürüyor” ifadeleri kullanılmış.
İlerleyen dakikalarda Erdoğan ve Putin’in yer aldığı görüntülerde El Kaide’nin ideologlarından biri olan Ebu Yahya el Libi’nin (Muhammed Abdulmecid Hasan Kaid veya Yunus el Sahravi) ses kaydı kullanılmış.
Videonun orta kısımlarına gelindiğinde, M4 ortak devriye programı başlamadan önce İdlib’deki otoyolda Türk-Rus ortak devriyesine karşı gösteriler gerçekleştiren sivil halkın görüntülerine yer verilmiş.
Görüntülerde konuşan siviller, Rusya’nın bölgede devriye icra etmek planına sert bir dille karşılık veriyorlar. Rusya’nın Suriye’de binlerce sivili hava saldırılarıyla öldürdüğünü ifade eden siviller, milyonlarca sivilin göç etmesine neden olan bir Devletin İdlib’deki ortak devriye programı gerçekleştirmesine izin vermeyeceklerini savunuyorlar.
-Sonraki dönemdeyse bu göstericilere müdahalede bulunulmuş ve kapatılan yollar geri açılmış, Türk-Rus ortak devriyeleri gecikmeli de olsa başlamıştı.-
Saldırı görüntüleri
Propaganda videosunun sonuç kısmına geçiş yapıldığı bölüme gelecek olursak, bu bölümde ilk olarak bomba yüklü aracın görüntülerine yer veriliyor. Araç yeşil bir imleçle işaretlenmiş ve üzerinde de Arapça olarak, cihadi literatürde, ‘kendini öldürmek pahasına karşı tarafa saldırı gerçekleştiren kişi’ anlamına gelen “İstişhadi” yazısı yer alıyor. Karşı literatürde ise aynı eylem şekli, ‘intihar eden’ anlamına gelen “İntihari” kelimesiyle ifade edilmekte.
Ortak devriyeye yönelik bombalı araç saldırısı tespit edilebildiği kadarıyla iki açıdan kayda alınmış. Bunlardan biri konvoyu karşıdan gören bir tepeden, diğer ise saldırıda anını daha net görüntüleyebilmek için, aşağıdaki fotoğraf karesinden de anlaşılacağı üzere drone ile kaydedilmiş.
Saldırının hemen öncesine ait bu karede, bomba yüklü araç üzerinde siyah tevhid bayrağı ve grubun ismiyle belirtilirken, Türk askeri araçlarının üzerine Türk bayrağı, Rus araçlarının üzerineyse Rus bayrakları eklenmiş. Öte yandan hedef alınacak Rus zırhlısının üzerine de Arapça “Hedef” yazılmış.
Karşı açıdan kaydedilen görüntülerde de bomba yüklü aracın, konvoyun geçişini beklediği görülüyor.
Saldırının gerçekleştiği anda video kaydına El Kaide’nin kurucu lideri Usame bin Ladin’in ses kaydı giriyor. Ses kaydında, ”Eğer mesajlarımızı size kelimelerle ulaştırmak mümkün olsaydı, uçaklarla göndermezdik” ifadesi kullanılıyor.
Usame bin Ladin bu sözleri, ABD’de 2009 yılının Noel gününde Amsterdam-Detroit seferini yapan Delta Havayolları’na ait bir uçakta üzerindeki patlayıcı düzeneği infilak ettirmeye çalışırken yakalanan Nijeryalı Ömer Faruk Abdülmüttalip’in saldırısını üstlendiği 2010 yılı Ocak ayındaki ses kaydında kullanıyor.
Bomba yüklü aracın Rus BTR’sine yaklaştığı en son nokta:
Saldırı sonrasında bölgedeki askeri hareketliliğin de takip edildiği, saldırıyı gerçekleştiren grup tarafından yayınlanan propaganda görüntülerinden anlaşılmakta.
Videonun son kısmında bombalı saldırıyı gerçekleştirdiği belirtilen ‘Ebu Ubeyde el Ensari’ isimli bir kişinin vasiyeti olduğu ifade edilen bir açıklama okunuyor.
Açıklamada, bölgedeki savaşın sürdürülmesi gerektiği ifade edilirken, Rus askerlerinden “Haçlılar” Türk askerlerinden ve onlara destek olup yanında duranlardan ise dinden çıkan anlamına gelen, “Mürtedler” olarak bahsediliyor.
Sonuçlar
- Açıkça ifade etmek gerekirse, propaganda videosunun giriş kısmını ilk izlediğimde DAEŞ’in henüz El Kaide ile bağlarını koparmadığı 2014 öncesi dönemde Irak’ta “Irak İslam Devleti” olarak varlığını sürdürürken El Furkan medya kanalının yayınladığı videolardan birini izlediğim hissine kapıldım. Özellikle giriş kısmında kullanılan marş ve kurgu bunu oldukça yakından hissettiriyor.
- Propaganda videosundan yola çıkarak bu grubun resmiyette gerçekten bir varlığı olduğunu değerlendirmek mümkün. Kullanılan argümanlar, ifadeler ve diğer görsel materyaller oldukça iyi seçilmiş ve kurgulanmış.
- Kurguda kullanılan materyaller arasında El Kaide lideri Usame bin Ladin ve örgütün ideologlarından Ebu Yahya el Libi’nin ses kayıtlarının kullanılması önemli bir detay. Bununla birlikte her ne kadar logolarının üzeri kapatılmış olsa da Türkiye’nin 2016’daki El Bab operasyonu esnasında gerçekleştirdiği kara ve hava bombardımanlarına ait, DAEŞ’e bağlı Amak Ajansı tarafından servis edilen görüntüler de incelemesi yapılan bu propaganda yayınında kullanılmış.
- Saldırıyla ilgili ayrıntılara geçecek olursak, tıpkı 16 Haziran’da olduğu gibi 14 Temmuz’daki bu saldırıda da Rus askeri aracının hedef olarak seçilmesi aslına bakılırsa -eğer gerçekten bir mevcudiyeti bulunuyorsa- “Hattab el Şişani Ketibeleri” isimli grubun hedef seçimi yaptığını gösteriyor. Bu seçimin ise ideolojik değil siyasi birtakım dinamikler barındırdığını eklemek gerekli. Özellikle El Kaide’nin benimsediği bu tip, düşman sayısını artırmamak için planlanan “Hedef seçme” stratejilerinde, en fazla zararı verdiği düşünülen düşmana yönelik odaklanma siyaseti izlendiği biliniyor. Ancak bu gelecek dönemde İdlib’deki Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin hedef alınmayacağı anlamına da gelmiyor. Türkiye, Rusya ve diğer yabancı güçler Suriye sahasında her zaman “popüler birer hedef” statüsündedir.
- Saldırı gerçekten bir sahte bayrak (False Flag) operasyonu değilse, ve bu şekilde bir örgütün varlığı gelecek dönemde daha da fazla netlik kazanırsa, o zaman bu bombalı saldırıya dair güvenlik zafiyetleri de yeniden gündeme gelip konuşulabilir. Çünkü Türkiye ve Rusya, özellikle Rusya, İdlib sahasında muhaliflerin kontrol ettiği bölgede bir numaralı hedefken, bu şekilde sivil trafiğe açık ve hiçbir ilave tedbir alınmamış halde devriye faaliyeti yürütülmesi ölümcül bir hata olarak nitelendirilebilir.
- Nitekim bu saldırıdan sonra Rusya’nın tek taraflı olarak M4 karayolundaki ortak devriyeleri bir süreliğine iptal ettiği söylentileri gündemde. Söylenti her ne kadar doğrulanmasa da saldırının gerçekleştiği tarihten bu yana Türkiye ile Rusya M4 karayolu üzerinde tam zamanlı bir devriye gerçekleştirmiş değil.
- Bu tip saldırıların devam etmesi ve aynı örgüt tarafından üstlenilmesi durumunda, İdlib sahasında farklı bir boyuta geçilebilir. Her ne kadar kulağa garip geliyor olsa da HTŞ, kendisinden habersiz bir şekilde böyle bir saldırı planlayıp pratiğe döken grubun peşinde olabilir. Bu da gelecek dönemde saldırıların devamlılığı halinde İdlib’deki durumun Türkiye’nin de dahil olacağı şekilde daha karmaşık bir denkleme doğru evrilmesine neden olacaktır.
“İdlib’de yeni bir Irak mı yükseliyor?” için 0 yanıt
[…] olarak, bu saldırı özelinde şuradaki değerlendirmeyi de okumanızı tavsiye […]
[…] Türk-Rus ortak devriyesine yönelik gerçekleştirilen bombalı araç saldırısına dair servis edilen videoda, HTŞ karşıtlığı tüm açıklığıyla ilan […]
[…] A statement from the assailants, meanwhile, slammed the major jihadi groups in the region for inaction against the Turkish-Russian patrols. It contained quotes from al-Qaeda founder Osama bin Laden and referred to Russian soldiers as […]
[…] A statement from the assailants, meanwhile, slammed the major jihadi groups in the region for inaction against the Turkish-Russian patrols. It contained quotes from al-Qaeda founder Osama bin Laden and referred to Russian soldiers as […]
[…] ilgili olarak İdlib’de yeni bir Irak mı yükseliyor? başlıklı analizin okunmasını tavsiye […]
[…] Türk tarafı sadece iki aracın hasar gördüğünü kaydetmişti. Grup adına yapılan açıklamada iddialı cihadi gruplar Türk-Rus ortak devriyeleri karşısında bir şey yapmamakla […]
[…] Cemaati isimli grup da HTŞ’ye yönelik saldırılar gerçekleştiriyor. Bunlara ek olarak Hattab el Şişani grubu da bölgede bağımsız saldırılar gerçekleştiren yapılardan bir […]
[…] bir dille eleştiren Abdullah bin Uneys Cemaati grubunun, Ensar Ebu Bekir es-Sıddık Seriyyesi ve Hattab eş-Şişani Ketibeleri ve Öncü Mücahid Örgütü grupları ile bağlantılı olma ihtimalinden daha önce […]