Ankara, ABD işgali sonrası süreçte Kabil’deki Uluslararası Hamid Karzai Havaalanı’nın güvenliğini sağlamaya aday olduğunu açıklamış ve Türkiye’nin yeni Afganistan misyonunu bu vesileyle uluslararası kamuoyuna duyurmuştu.
Yeni misyona göre Türkiye, ABD’nin Afganistan’ı terk etmesi sonrasında bu ülkede kalmaya devam edecek ve 2001 işgali süreciyle başlayan diplomasinin yürümesi için hayati öneme sahip Kabil Havaalanı’nın güvenliğini sağlayacaktı. Türkiye, ABD tarafına bunu tek başına değil, Pakistan ve Macaristan ile birlikte yapmak istediğini sunmuştu. Ancak bu plan yüksek ihtimalle ABD tarafından kabul edilmedi.
ABD her ne kadar Türkiye’nin işgal sonrası süreçte Afganistan’da kalmak istemesinden memnun olmuş olsa da, bu süreci kendi çıkarlarına göre şekillendirmek için Türkiye’nin şartlarını hemen kabul etmedi. Bugün dahi ABD tarafından yapılan açıklamalarda Kabil Havaalanı’nın güvenliğinin sağlanması konusunun görüşülmeye devam edildiği ifade ediliyor. Yani halen net bir karar çıkmış değil.
Taliban’ın Türkiye’ye karşı 8 maddelik bildirisi:
Tüm bu gelişmeler yaşanırken Taliban tarafı ilk kez net bir şekilde Türkiye’nin adının geçtiği bir açıklama yayınladı. “Afganistan İslam Emirliği” imzasıyla yayınlanan açıklamada Türkiye, açık bir şekilde Afganistan’da kalmaması konusunda uyarılıyor.
Doha Anlaşması’ndaki “yabancı güçlerin Afganistan’dan çekilmesi” maddesine vurgu yapılan açıklamada, Türkiye’ye Afganistan’daki askeri varlığını sürdürmeme çağrısı yapılıyor.
Taliban tarafından yayınlanan açıklama şu şekilde:
“Herkes farkındadır ki tüm yabancı güçler sevgili vatanımızdan, Doha Anlaşması temelinde çekilmektedir. Bu karar Birleşmiş Milletler ve uluslararası kamuoyunun yanı sıra, aralarında Türkiye’nin Dışişleri Bakanı’nın da olduğu çoğu ülke tarafından da memnuniyetle karşılanmış ve kabul edilmiştir. Türkiye Dışişleri Bakanı da imza töreninde hazır bulunmuştur.
Şimdi, Türkiye’nin liderliği, Amerika’nın isteğiyle ve onlarla yapılan anlaşmayla, askerlerini ülkede tutacaklarını ve işgale devam edeceklerini açıklamışlardır. Müteakip noktalar dikkate alınmaya değerdir:
1- Afganistan İslam Emirliği ve Afgan halkı, Türkiye’nin Müslüman halkıyla tarihi, kültürel ve dini bağlara sahiptir. İşgalin uzatılması, ülkemizde Türk yetkililere karşı kızgınlık ve düşmanlık hissiyatı uyandıracak ve ikili ilişkilere zarar verecektir.
2- Türkiye liderliğinin kararı sakıncalı ve yanlıştır. Egemenliğimizin ve toprak bütünlüğümüzün ihlalidir ve milli çıkarlarımıza da karşıdır. Afganistan İslam Emirliği, Türk ve Afgan milleti arasında sorunlara sebep olacak bu menfur kararı en güçlü şekilde kınamaktadır. Türk yetkililere, her iki ülke için de zarar verici olan bu kararlarını geri almalarını şiddetle tavsiye ediyoruz.
3- Hangi ülke ve hangi bahane ile olursa olsun, yabancı güçlerin vatanımızda kalmasını bir işgal olarak addediyoruz. Ve işgalcilere, 1422 Hicri Ay yılında (miladi 2001) 1500 seçkin alim tarafından verilen fetva temelinde muamele edilecektir. Son 20 senelik cihat bu fetva altında verilmiştir.
4- Müslüman Türk halkına ve feraset sahibi siyasetçilerine, bu karara karşı seslerini yükseltme çağrısında bulunuyoruz. Zira bu karar ne Türkiye ne de Afganistan için faydalıdır. Karar, ikisi de Müslüman olan bu ülkeler için yalnızca probleme yol açacaktır.
5- Politikamız, karşılıklı muamele temelinde, tüm ülkelerle iyi ve olumlu ilişkiler kurmaktır. Ne başkalarının iç işlerine karışırız ne de başkalarının bizim iç işlerimize karışmasına müsade ederiz.
6- Türk yetkililere hatırlatırız ki, böylesi sakıncalı kararlar almak yerine, kabul edilmiş ilkeler temelinde olumlu ve iyi ilişkiler kurmak, birbirimize iş birliği için elimizi uzatmak, ortak zorluklar ve çıkarlar için ortak anlayışı ve tavrı benimsemek çok daha iyidir.
7- Bir süredir Türk yetkililerle temas halindeyiz ve birçok toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantılarda bize, bizim onayımız olmadan böylesi bir tek taraflı karar almayacaklarını garanti ettiler. Aldıkları mevcut karar, kendi sözlerinin de bir ihlali niteliğindedir.
8- Eğer Türk yetkililer kararlarını yeniden gözden geçirmezlerse ve ülkemize yönelik işgali sürdürürlerse, İslam Emirliği ve Afgan milleti dini, vazifeşinas ve vatanperver bir görev olarak, 20 yıllık işgale nasıl karşı durduysa onlara karşı da duracaktır. Böylesi bir durumda doğacak tüm sonuçların mesuliyeti, başkalarının iç işlerine müdahil olanlar ve sakıncalı kararlar alanlarda olacaktır.”