Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Suriye’nin kuzeyinde, kuşatma altındaki tüm gözlem noktalarını tahliye etti.
Ekim 2017’de Kazakistan’ın başkenti Astana’da Türkiye, Rusya ve İran’ın anlaşması sonrasında Hama, Halep ve İdlib kırsalındaki bölgelerde toplam 12 adet gözlem noktası inşa edilmişti.
Gözlem noktalarının amacı bölgedeki ateşkesi denetlemekti. Ancak Astana anlaşması garantörlerinden Rusya ve İran tarafından desteklenen Beşar Esed rejimi güçleri, 2019 yılı içinde ve 2020 yılı başında gerçekleştirdikleri saldırılarda ve ilerlemede toplamda 8 gözlem noktasını kuşatma altına almıştı.
Türkiye bunun üzerine Bahar Kalkanı Harekatı’nı başlatmış, özellikle insansız hava araçlarının etkin bir şekilde kullanıldığı bu harekatta, Rusya ve İran tarafından desteklenen rejim güçleri ve Şii milisler ağır zayiat vermiş olsa da ilerledikleri noktalardan geri çekilmediler ve gözlem noktaları kuşatma altında kalmaya devam etti.
İdlib’de son durum ve gözlem noktaları haritası:
Bugün gelinen süreçte Türkiye, kuşatma altındaki tüm gözlem noktalarını, İdlib’de muhaliflerin kontrolündeki bölgelere tahliye etti. Türkiye bunun yanında gözlem noktalarını tahliye edene kadar kuşatma altında geçen bir yıllık süre içinde İdlib’deki askeri mevcudiyetini de ciddi oranda artırdı.
Rusya’nın İdlib’deki Türk askeri varlığından duyduğu rahatsızlık ortada. Bunun paralelinde Rusya, medyada pek gündeme gelmese de İdlib’deki askeri varlığını azaltması için Türkiye’ye baskı yapıyor. Ancak Türkiye askeri varlığını azaltmak yerine gözlem noktalarını geri çekme süresiyle vakit kazanarak, İdlib’deki mevzilerini daha da tahkim etti.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) verilerine göre İdlib’deki TSK üslerinin sayısının 70’i geçtiği ifade ediliyor. Yine İdlib’de 10-15 bin civarında Türk askeri unsuru varlığından söz ediliyor.
Bu bağlamda, gelecek dönemde Türkiye’nin İdlib’de Rusya’ya rağmen nasıl bir askeri strateji izleyeceği, özellikle kış aylarının sona ermesi ve sahanın askeri operasyonlara daha elverişli hale gelmesiyle daha da netlik kazanacaktır.