Kategoriler
Diğer Ortadoğu

46’ıncı Gününde Musul Operasyonu, DAEŞ’in Keskin Nişancı Operasyonları ve Telafer

46’ıncı günündeki Musul Operasyonu, bazı cephelerde durgun, bazılarında ise durgun olan cephelere göre daha hareketli diyebileceğimiz bir şekilde devam ediyor. Geçtiğimiz yazıda Irak güçlerinin kentin doğusundaki birkaç mahalleden geri çekildiğini yazmıştım. Şimdilerde bu mahallelerde Irak güçleri tekrar varlık gösterebiliyor.

Aslında bu birazda DAEŞ’in izlediği askeri taktik ile ilgili. Gerekli gördüğü bazı bölgelerdeki baskıyı hafifletmek/geri çekilmek, daha basit ve tehlikesiz bir şekilde düzenlenebilecek operasyonlar için olabilir. Özellikle kentin doğu mahallelerinde, DAEŞ’in keskin nişancı saldırılarını arttırmasının, izlediği bu askeri taktik ile bağlantılı olması mümkün.

Keskin nişancı saldırılarının asker üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler, (özellikle psikolojik olmak üzere) bu tarz büyük operasyonların bile yürütülme şekline etki edebilecek niteliktedir. Özellikle karşı tarafın kontrolündeki mahallelere sızılıp gerçekleştirilen bu keskin nişancı saldırıları, düşman üzerinde inanılmaz bir etki bırakır.

Bu keskin nişancı (Sniper) operasyonlarına biraz daha değinecek olursak;

DAEŞ, operasyonun başından beri sürdürdüğü keskin nişancı “Sniper” operasyonlarını son birkaç haftada oldukça arttırdı. Operasyonun başladığı sıralarda, uzak olarak nitelendirebileceğimiz mesafelerden (karşılıklı cephe hatlarından) yapılan keskin nişancı atışları şimdilerde yerini, çok daha yakından, mahalle aralarından yapılan atışlara, hatta düşman safına gerçekleştirilen sızma operasyonlarına bıraktı.

Bu bağlamda geçtiğimiz gün DAEŞ kaynakları, bir süre önce servis edeceğini duyurduğu keskin nişancı operasyonları ile ilgili propaganda filmini yayınladı. Filmi yüzeysel olarak inceleme fırsatı buldum. Musul’da gerçekleştirilen atışların yer aldığı, yaklaşık yirmi dakikalık propaganda filminde, 30’dan fazla onaylanması mümkün atış var. (onaylanması mümkün, yani isabet oranı oldukça yüksek)

Atışların birçoğu oldukça yakın mesafelerden yapılmış. Nitekim isabet oranları da buna nispetle oldukça yüksek. Yine Irak güçlerinin (rütbeli statüsündekilerde dahil) oldukça tecrübesiz ve acemi bir şekile hareket etmeleri çok rahat görüntü vermelerini ve hedef olmalarını sağlamış.

Yine yayınlanan filmde, Irak güçlerinin kullandığı zırhlı araçların homemade, yüksek kalibre ve uzun menzile sahip “keskin nişancı” tüfekleri ile hedef alındığı görüntülerin olduğunu da ekleyelim.

DAEŞ kaynaklarının son yayınladığı infografik:

https://twitter.com/hldabdurrahman/status/803638011514785793

İnfografikte iddia edilen 541 kişinin 41’inin keskin nişancı atışı ile öldürüldüğü eklenmiş. Bu arada infografikteki rakamlar, kaynağın iddiasına göre 22-28 Kasım arasındaki günlere ait.

Operasyonun, daha fazla önem arz eden batı cephesine geçmeden önce, kent merkezine yönelik diğer cepheler ile ilgili kısa bir özet geçecek olursak, operasyon kuzey ve doğu cephelerinde oldukça yavaş bir şekilde ilerliyor. (Bu yavaşlığı sebebi DAEŞ’in düzenlediği bombalı araç saldırıları ve keskin nişancı operasyonlarıdır) Irak güçleri kentin güney ve güneydoğusunda kuzey ve doğu cephelerine göre daha aktifler.

Güney ve güneydoğuda operasyonun başından beri oldukça fazla bir geç kalınmışlık var ve güçler bu geç kalınma farkını kapatmaya çalışıyorlar. Kente, güney, güneydoğu ve sonrasında batıdan yapılacak baskılar, doğudaki direnişi de oldukça hafifletebilir/kırabilir.

Özellikle kentin güneyinde Irak güçlerinin hedefinde Musul Havaalanı var. Kuvvetler, havaalanına yaklaşık 3-5 KM arası mesafedeler. Havaalanının tamamının kontrol altına alınması, kuvvetlerin güneyden Musul merkez mahallelerine ulaşması demek. Tabii ki bu bölgelerde (güney ve güneydoğu) DAEŞ’in şimdilik güçlü bir şekilde direndiğini de ekleyelim.

Telafer tarafından bahsedecek olursak,

Haşd el Şabi milislerinin Telafer’e düzenleyeceği taarruz uzun bir süredir bekleniyordu. Ancak Haşd milisleri bunun yerine, kendi saflarını düzenlemeyi ve Telafer’in batısında bulunduğu noktanın gerisini daha da güçlendirmeyi tercih etti. Bu tercihin, askeri taktiğin yanında, TSK’nın Silopi’ye yaptığı sevkiyat ve (tahminlerime göre) basına yansımayan birtakım faaliyetlerinin de etkisi olabilir.

Geçtiğimiz günlerde Irak Parlementosunda Haşd el Şabi milislerine “yasal” bir statü kazandıran kanun onaylanmıştı. Buna göre Haşd el Şabi ve bu isim altındaki belli gruplar Irak Silahlı Kuvvetleri’ne bağlanacak. Bu bağlamda Irak Başbakanı Haydar el Abadi’nin Telafer için söylediği, “kente Haşd el Şabi güçleri girmeyecek” sözü de yerine getirilmiş olacak. (!)

Telafer merkezinden gelen bilgileri paylaşacak olursak, kent merkezi ve kentin güneyi belli aralıklarla Haşd milislerinin ağır silah (top ve füze) atışlarına maruz kalmakta. Bu atışlarda yaşamını yitiren sivillerin resimleri geçtiğimiz günlerde belli haber ajanslarınca paylaşıldı. Ayrıca Irak Hava Kuvvetleri ve Uluslararası Koalisyon’a bağlı savaş uçaklarının kenti belli aralıklarla hedef aldığını da ekleyelim.

Burada askeri bir ayrıntıyı belirtmekte fayda var. Haşd milislerinin Felluce’de olduğu gibi, Telafer cephesinde de kulladığı füzeler homemade füzelerdir. Bu füzelerin isabet oranı oldukça düşüktür ve Telafer gibi meskun mahallere kullanılması, oldukça fazla sivil kaybı yaşanmasına sebep olabileceğinden kesinlikle uygun değildir.

Devamla, belli noktalardan kente birkaç KM mesafede olan Haşd milislerine karşı, bölgede bombalı araç ve güdümlü füzeler ile saldırılar düzenlendiğini de eklemekte fayda var. Bu saldırılarda DAEŞ kaynaklarının aktardığı rakamlara göre Haşd milislerinin kaybı oldukça fazla.

Son olarak, Haşd el Şabi veya “Irak güçlerinin” Telafer krizini aşmasından sonra, Musul Operasyonu’nun ayrı bir ivme kazanabileceği de muhtemel. Askeri operasyonlarda herşey planlandığı gibi gitmez veya gecikir. Bu sebeple kesin birşey söylemenin doğru olmayacağı kanaatindeyim. Ancak, Musul operasyonunun batıdan daha fazla baskıya ihtiyacı var. Bu baskının gerçekleşmesi şimdilik Telafer “krizinin” aşılmasına bağlı.

Ek: Geçtiğimiz saatlerde Birleşmiş Milletler, Kasım ayında Irak güçlerinden yaklaşık 2000 kişinin öldüğünü açıkladı.

Halid Abdurahman

1 Aralık 2016

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir